Osmanoğlunun Sürgünü - 1. Bölüm
Osmanoğlunun Sürgünü
Yapım Tarihi - 2006
Süre - 00:30:00
Format - Belgesel, Renkli, Türkçe, Betacam
Bölüm Sayısı Süresi - 9 x 30'
Yayın Tarihi - 16.10.2006
Yönetmen - Kerime Senyücel
Yapımcı - Kerime Senyücel
Yapım Yardımcısı - Elif Kabacaoğlu
Yönetmen Yardımcısı - Elif Kabacaoğlu
Kameraman - Haluk Ertuğrul, Ertuğrul Erarslan, Okay Albayrak
Sesçi - Muharrem Arman
Kurgu - Sibel Tekin
Danışman - Prof. Dr. Ekmeleddin İnsanoğlu, Osman Selahaddin Osmanoğlu, Orhan Osmanoğlu, Cemil Arda, Samuh S. Adil
Metin Yazarı - Doç. Dr. Orhan Koloğlu, Kerime Senyücel
Seslendiren - Serpil Akıllıoğlu
Özgün Müzik - Derya Köroğlu, Prof. Dr. Emre Aracı, Vedat Kosal
3 Mart 1924’te çıkarılan 431 sayılı Kanun’la Osmanoğlu Hanedanının Türkiye Cumhuriyeti hudutları içerisinde oturmaları sonsuza dek yasaklanır. Üç kıtada 700 yıl hüküm sürmüş imparatorluğun başındaki ailenin kaderi o günden sonra yeniden yazılır. Gittikleri ülkelerde maddi sıkıntı çeken ilk kuşak her an vatana kavuşma arzusuyla yanıp tutuşurken, beklenen af, kadınlar için 28, erkekler içinse 50 yıl sonra çıkacaktır. Dokuz bölümden oluşan bu belgesel dizi, 03 Mart 1924’ten günümüze yaşananları; uzmanlar, tanıklar ve Osmanlı Hanedanı üyelerinin değerlendirmelerinin yanı sıra arşiv belgeleri ışığında ekrana taşınmaktadır.
1. Bölüm- “Ailemin Sonu Yeni Bir Dönemin Başlangıcıydı” Osmanlı Hanedan Reisi olan, 94 yaşındaki Ertuğrul Osman, Birinci Dünya Savaşı sonunda tüm imparatorlukların sona erişi sırasında, tarih sahnesinden çekilen Osmanlı İmparatorluğu’nun sonunu, başlığa taşınan bu cümleyle anlatmaktadır. Programda, 1. Dünya Savaşı, Kurtuluş Savaşı, Saltanat ve Hilafetin kaldırılma sürecinde Osmanlı Hanedanının 03 Mart 1924 yılında 431 sayılı Kanun’la yurt dışına sürgüne gidişleri, Osmanlı Hanedanı üyeleri ve tarihçilerin anlatımıyla ekrana taşınmaktadır.
2. Bölüm- “Diyar-ı Gurbet” adını taşıyan bu bölümde 431 sayılı Kanun’la vatandaşlıktan çıkarılan Osmanlı Hanedanı’nın ilk durağı olan Fransa Nice’teki yaşamları anlatılmaktadır. Bu bölümde Hanedanın bir kısmının, sürgün sırasında Avrupa’yı seçtiği, bir kısmının da Ortadoğu topraklarına doğru yola çıktığı belirtilmekte Halife Abdülmecid, oğlu, torunları ve ailenin büyük bir bölümünün sürgün hayatlarını Nice’te geçirdikleri ve bu dönemde Nice kentinin, yalnızca Osmanlı değil, sürgündeki Avrupa Hanedanlarının da yaşadıkları mekanı olduğu işlenmektedir. Programda ayrıca, son Osmanlı Padişahı Vahideddin’in Nice’e 60 km uzaklıkta, İtalya’nın San Remo kentinde yaşadığına ve sürgün kararından sonra eşleri, çocukları ve torunlarının yanına geldiğine ve ölümüne yer verilmektedir.
3. Bölüm- “Memleketime Kızgın Değil, Kırgınım” başlığı taşıyan bu bölümde sürgünden sonra yaşamak için Avrupa’yı seçen Hanedan üyelerinin 2. Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle yaşadıkları zor zamanları ve Paris’in Naziler tarafından işgali sırasında Yahudi sanılarak toplama kampına götürülen Osmanlı şehzadesini, Fransa’dan çıkmak için Gestapo’dan vize almaya çalışan Hanedan üyelerini ve Bulgar zindanlarında yıllar geçiren Sultan V. Murad’ın torununun öyküleri anlatılmaktadır.
4. Bölüm- “Üzerinde Altı Sahipsiz Kişi Daha Gömülüydü” ‘Osmanoğlu’nun Sürgünü’ belgeselinin bu bölümünde, sürgün sırasında yaşamak için Ortadoğu topraklarını seçen hanedan üyeleri; Sultan II. Abdülhamid’in en büyük oğlu Mehmed Selim ve ailesinin Lübnan’daki hayatı ile Mehmed Selim’in oğlu Abdülkerim’in devlet başkanı olma çabaları ve ardından sır dolu ölümü anlatılmaktadır.
5. Bölüm- “Ortadoğuda Dayanışma Vardı” başlıklı bu bölümde Osmanlı Hanedanı’nın sürgünden sonra Ortadoğu'daki yaşamları anlatılmaktadır. Nasır Devrimi’nden önce Kral Faruk döneminde Osmanlı Hanedanı’na Mısır’ın kucak açması, ancak Nasır’la birlikte yeniden sürgünü yaşamaları ve Sultan Mehmed Reşad'ın torunu Namuk Efendi'nin bir komplo teorisine kurban gitmesi, Mısır zindanlarında son bulan yaşamı aktarılmakta ve Osmanlı Hanedanı’nın Suriye, Ürdün ve Lübnan gibi Osmanlı topraklarında gördüğü iyi kabule yer verilmektedir.
6. Bölüm- “Baş Ucumda Vatan Toprağı” Osmanlı Hanedanı’nın, 1952 ve 1974 yıllarında çıkan kanunlarla vatandaşlık haklarını geri alıp Türkiye'ye dönüşleri ve yaşlılık zamanlarında yıllarca yaşadıkları, yerleşik düzen kurdukları ülkelerden iki gün içinde toplanıp gelen hanedan üyelerinin doğdukları Türkiye'ye duydukları özlem tanıklarca anlatılmaktadır.
7. Bölüm- "İki Dünya Arasında" başlığını taşıyan bu bölümde yurt dışında doğup büyüyen Hanedan üyelerinin öykülerine yer verilmektedir. Türkçe konuşamayan ancak sorulduğunda kendilerini Türk olarak tanıtan Hanedan üyelerinin, yaşayamadıkları bir kültür mirasına sahip olabilme çabası içinde oldukları işlenmekte ve II Abdülhamid’in torunları Orhan ile Kayıhan OSMANOĞLU’nun 1974’te çıkan af sonrası geldikleri İstanbul’da kurdukları hayat Suriye’deki sürgün anılarıyla birlikte ele alınmaktadır.
8. Bölüm- “Sürgün olmanın en büyük dezavantajı insanın köklerini kaybetmesi, hiçbir yeri benimseyemiyorsunuz.” Bu cümle bir Osmanlı şehzadesine ait. Bu bölümde Türklük ve Avrupalılık ya da Türklük ve Ortadoğululuk arasında kalmış olan Hanedan üyelerinin, Türkçeyi konuşamasalar ve Türkiye’de hiç yaşamamış olsalar dahi sorulduğunda “Türk” olduklarını söyledikleri, bazısının çocuklarını eğitim için Türkiye’ye göndermeyi düşündüğü, bazısının da Türkiye ile arasında kültürel bir bağ kurmaya çabaladığı, sürekli Türkiye’ye gelip gittikleri ve sürgün sırasında, yurt dışında doğmuş büyümüş ve şimdi Türkiye ile bir bağ kurabilmiş Hanedan üyelerinin köklerini bulma çabası anlatılmaktadır.
9. Bölüm- "Her Yerde Biraz Yabancı " başlıklı bu son bölümde ise Avrupa ve Amerika’da doğmuş ve bu toplumlara uyum sağlamış, ama yine de Türk kimliklerini kaybetmemiş olan, Hanedanın genç üyelerinin Türkiye’ye kültürel açıdan pek yakın olamasalar da, Türkiye’ye ve Türkiye’nin güncel meselelerine objektif bir bakışla yaklaşabildikleri anlatılmaktadır.
Dokuz bölümden oluşan bu yapım, 2006 yılında, Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği, Yılın En İyi Belgeseli Ödülü kazanmıştır.
Kaynak
Geçmişten Geleceğe Belgeler... Bilgiler... 1968/2008
TRT Arşiv Dairesi Başkanlığı, N. Beyhan Karadağ